Sunday, May 10, 2015

Suluboya Maceraları II: Çelenkler ve Kuşlar



Suluboyaya iyice sardım.. Ama böyle olacağı belliydi zaten. Geçtiğimiz hafta, pek severek takip ettiğim inkstruck'ta bir suluboya çelenk tutorial'ı yayınlandı. Tamam, tam bana göre dedim, attım elimi fırçaya - ama tutun ki suluboyalarımın en sık kullandığım iki rengi, sarı ve beyaz tamamen bitmiş. Hoppala.. Ne yapacağım? Bekleyemem ki Kadıköy'e yolumun düşeceği günü ki gidip malzemelerimi tamamlayayım, hevesim kaçar. Ne yaptım; kötü bir şey. Gerektiği yerde sarı ve beyaz suluboya yerine akrilik kullandım.



Tamam şimdi ya bir kaşınız havaya kalktı ya da omuz silktiniz. Ne var yani? Ne var'ı şu ki ne suluboyayı ne de akriliği tanımamış biri olarak ikisini karıştırınca ortaya çıkan boya epey gıcık bir şeydi. Kıyamet kopmadı tabii, benim de resim yapma hevesim kursağımda kalmadı, ama yine de, benden tavsiye, karıştırmayın bunları.

Sebebi de şu: suluboya opak ve canlı, zengin bir renk elde edebiliyorsunuz. Akrilikse sert, kapatıcı ve renkler düpedüz donuk. Fırçaya aldığım karışım ne kadar sulu olursa olsun, içinde akrilik olduğundan suluboyanın akışkanlığında olmuyor, yani karışımı kağıdın üzerinde itip kakmam gerekti epey. Renklerin soluşu canımı sıktı sonra.


Yine de bunca şikayet etmeme rağmen, birkaç denemeden sonra boyanın kıvamına alıştım. O da bana alıştı herhalde..































Bu çelenk işi gerçekten hoşuma gitse de, sanırım aslında onlara bakmayı kendim yapmaktan daha çok seviyorum. Bilmiyorum, çelenk formunda açıklayamadığım, beni zorlayan bir şey var. Ya da belki o anlamadığım şeyi çözebilmek için daha da çok uğraşacağım bu işle.

Bu arada tüm bu yaprak çiçek böcekten sonra nihayet malzeme stoğumu yenileyebildim neyse ki.(Buraya kocaman bir parantez açıyorum. Ben genelde kullandığım malzemeleri özellikle sanat malzemeleri satan bir yerden alıyorum. Şu an kullandığım -sarısı ve beyazı biten- suluboya seti 12 tüp boyadan oluşan Daler Rowne. Fiyatı gayet makul, kullandığım kadarıyla kalitesinde de bir sorun yok. Bugün fırçaları, kalemleri aldıktan sonra mağazadaki çalışanlardan birine suluboya sordum. Onca çeşit boya içinde adam beni ufacık, kapağı kilitli bir dolabın önüne götürdü ve içinden bir kutu tüp boya seti çıkarıp gösterdi. Fiyat sordum. Öyle bir fiyat söyledi ki adam kalakaldım. Herhalde o kadar pahalı olduğu için kilitli dolapta tutuyorlar! "Suluboya fiyatları hep böyle mi?" diye sordum, evet, hep böyledir dedi ciddi ciddi. Başka yok mu peki? Yok. Bıraktım tabii, ama epey de bozuldum. Derken tesadüfen dükkanın bir köşesinde benim setin aynısı gördüm. Adamın gösterdiği setin fiyatının altıda biri fiyatı! Ama benim tam bir sete ihtiyacım olmadığından onu da bıraktım. Bunları "adını vermediğim ama Kadıköy deyince hangisi olduğunu muhtemelen anladığınız mağazaya gitmeyin" diye yazmadım, tabii- ama eğer Kağıtlık'ta çoğu zaman olduğu gibi kendi kendime yazmıyorsam ve bu yazıyı suluboyayla ilgilenen bir Allah'ın kulu okursa hani, böyle adamlara kanıp korkunç fiyatlar karşılığı profesyonel malzeme satın almaya kalkmasın, benden söylemesi. Uyduruk fırça hediyeli Faber Castell'in suyu mu çıktı? Çıkmamış, ben aldım, ondan biliyorum. Ama bu yazıyı henüz Faber Castell'i denemeden yazmıştım, bu hafta denedim - aşağıdaki kuşlar örnektir - ve bunun kesinlikle kötü olmasa da Daler Rowne kadar iyi olmadığını gördüm. Suluboya doğal olarak kuruduğu zaman birazcık soluyor zaten, ama tüp boyalarla yaptığım ağaç dallarında renkler gayet canlı kalmıştı. Demek ki, arada pek fazla fiyat farkı olmadığına göre bulursanız Rowne, Castell'e yeğdir. Hazır malzemelerden bahsetmişken- palet almaya da gerek yok fikrimce. Belki biraz fazla elim sıkıdır bilmiyorum, ama ben mutfak dolaplarının birinin dibinde eski bir buz kalıbı buldum, onu kullanıyorum. Maymun iştahımla her heves ettiğim şeye malzeme alacak olsam çoktan batmıştım. :)

Bu arada, uzun zamandır istediğim çizim kalemlerinden de aldım - suya dayanıklı mürekkepli olanlardan. Onları test etmek için de kuşçuklar çizdim. Pinterest yokken ne yapıyorduk biz sahi?







Blogu seyrek güncellesem de Instagram'a sık sık bir şeyler koyuyorum, yani yine teorik olarak bu yazıyı birileri okudu da sonunda geldiyse, Instagram'a da beklerim kendilerini. Sağlıcakla kalınız.

1 comment:

  1. Uzun süredir merak saldığım lakin işin erbabı olanları bırak işin sırrını hangi materyalleri kullandığını bile paylaşmadığı mevzu şu suluboya ama siz çok samimi açık açık anlatmışsınız, aklıma not ettim :)
    Birde herhangi bir eğitim aldınız mı? gerçi doğuştan yeteneklisiniz belli, ellerinize sağlık takipteyim inşaallah.

    ReplyDelete